Koca Koca Binalar ve Korkularım

Koca koca binalar, ama nedense sokaklar bomboş…

Küçük bir mahallede büyüdüm ben. Akşamları saklambaç oynardık sokak lambasının beton gövdesinde. Aydınlattığı kadar yerde de çelik – çomak, sek sek… Her akşam değişirdi oyunlar. Kar yağdığı zaman kardan adam yapardık, kar topu oynardık. Ve karanlıktan hiç korkmazdık…

Akşam yemeği yendikten sonra çay demlenirdi ılık yaz akşamlarında. Önce annem babama çayını verir, daha sonra kaçardı o da bizimle beraber. Bilirdi ki arkadaşları ya Fatma Hanım’ın kapısının önünde ya da çoktannn kendi kapısının önüne toplanmışlardır. Bilirdi herkes, birşey demezdi babam. Kahveside yoktu, sigarasıda. Haberleri izler erkenden yatardı. Eğer gelmezse hanımının arkadaşlarından birinin eşi  iki çift siyaset konuşmaya. Sevmezdi babam siyaseti. Ama dinlerdi. Çok konuşmazdı. Çok konuşana kızardı. Ama belli etmezdi. Kumanda hep bizde olurdu. Biz ne izlersek onu izlerdi…

Bizler oynardık o dopdolu, cıvıl cıvıl sokaklarda… Kimse rahatsız olmazdı. Çünkü yaşlı yoktu. Herkes aynı yaşıttı. Herkesin çocukları küçüktü. Evlerin hepsi müstakildi. Şimdinin paha biçilemez evlerine sahiptik tek maaşın girdiği evlerde…

Ablam annemin yanından ayrılmazdı. Zaten ablamın yaşıtlarıda annelerinin yanlarından ayrılmazlardı. Onlar ablaydı, bizlerle oyun oynamazlardı. Bizler canlandırırdık sokakları…

Ağabeyim bisiklete binerdi. Kimseye zararı dokunmayan biriydi. Arkadaşları da öyle. Çünkü biz bir aileydik. 10 hanelik bir aile…

Ama şimdi…

Koca koca binaların olduğu, adını Uydu Kent diye tabir ettikleri  bir şehirde yaşıyorum. Akşamları eve gelirken sokağın ıssızlığından korkuyorum. O kadar çok hane var ki. Ama bu insanlar, bu çocuklar nerede. Eskiden yaşadığım mahallemde hane sayısı 10’u geçmezdi. Ama sokaklar cıvıl cıvıldı. Ekmek almaya yollardı annem. “KORKMAZDIK”

Ama şimdi…

Ne kadar çok yıpratmışız herşeyi, ne kadar çok kalabalıklaşmışız ki müstakil evler sığmaz olmuş bu topraklara. Çok çalışıyoruz. Sokakları boş bırakıyoruz. Küçük  bir daire bile alamaz olmuşuz, çift maaşın bile yetmediği günlere gelmişiz. Bunca kalabalığın içinde bile yapayalnız kalmışız sokaklarda…

Nihal

1 Yorum Var

  • Dark Soul

    19 Mayıs 2011 at 11:49
    Süper olmuş, eline sağlık :)

Bir Cevap Yazın

© 2010 - 2018 Nihalce. Tüm Hakları Saklıdır.
Lestat
Önceki yazıyı okuyun:
Celladım ve Saatim
Celladım ve Saatim

Kimse bilmedi hep aynı saate bakıp durdum, Anlayamadılar belki de beni umursamadılar... Koluma bağladığım saate bakınca, Zamanımın dolduğunu anladım... Daha...

Kapat